Seçme Yazılar

Bu Yolda Herşey Yukarı Gidiyor



Tonlarca ağırlıktaki araç kendi kendine yokuş yukarı çıkıyor. Dökülen su yukarı doğru akıyor. Bu yol bildiğiniz gibi değil.

Kırklareli ile Demirköy İlçesi arasındaki karayolunun yaklaşık 1 kilometrelik bölümünde, boşta bırakılan araçlar, dökülen su, bırakılan yuvarlak cisimler yokuş yukarıya doğru hareket ediyor. Yokuştan aşağıya koşanlar, yokuşu çıkmış gibi yorulduklarını söylüyor.

Halk arasında, manyetik alan, mıknatıslı yol ve ters yokuş olarak adlandırılan yolda, boşta bırakılan araçlar yokuş yukarıya doğru hareket ederek, 40 kilometre hıza ulaşabiliyor.

Bu bölgeden geçen araç sahipleri arabalarımızı stop ederek, vitesi boşa alıyorlar. Araçlar kendi kendine yokuş yukarı doğru çıkmaya başlıyor. 40 kilometre hıza kadar ulaşan araçlar, yokuşun sonuna kadar böylece gidebiliyor.

Yenice Beldesi yakınlarındaki bölgede arabasıyla deneme yapan Serkan Çelik, şunları söyledi:

''Buranın halkı, bölgeden geçerken aracını durdurur. Araçlar bu mesafeyi çalışmadan geçer. Yöreye gelenler de genellikle burasını soruyorlar ve deneme yapıyorlar. Gördüklerine ise inanmakta güçlük çekiyorlar. Tonlarca ağılığındaki araçların bayır yukarı hareket etmeleri, suyun yukarıya akması gibi doğa kanunlarına aykırı şeylere şahit oluyorlar. Burası mutlaka bütün dünyaya tanıtılmalı.''

Bu arada, bazı vatandaşlarda bölgede çeşitli denemelerde bulunuyorlar. Asfalta su döküldüğünde, yuvarlak cisim (top) koyduklarında bunlarında yukarıya doğru gittiklerine şahit oluyorlar.

Yolun kenarından akan dağ suyunun da eğime ters şekilde, yukarıya doğru aktığı görülebiliyor. Yolda yokuş aşağıya koşanlar, yukarıya koşmuş gibi yorulduklarını söylüyor.

Kendi Küçük ama Fiyatı Büyük Karpuzlar



Bu karpuzları görenler gözlerine inanamıyor. Her biri zeytin kadar küçük ama fiyatı "büyük"

Güney Amerika'da bir ormanda keşfedildiler. Holandalı bir meraklı onları ülkesinde yetiştirmeyi başardı. Şimdi Avrupa'da piyasaya çıktı. İngiltere'de de dün piyasaya çıkan "Pepquino" adlı bu minik karpuzlar, görenleri şaşırttı. Tadını merak edenler, 250 gramına 10 sterlin ödeyerek meraklarını giderdi.Bir zeytinden biraz daha irice olan ortalama 3 santimlik "Pepquinolar", salatalık tadında ve çerez gibi yenilebiliyor. İngiltere'de, lüks restoran ve kafelerde içkinin yanında ya da yemekte servis ediliyor.

Süper Taklitçi Lir Kuşu


Güney Avustralya’nın süper Lir kuşu olağanüstü bir taklitçidir. Hangi kuş dünyanın en süslü, en karmaşık ve en güzel şarkısını söyler?

Dişilerin yanına yaklaşmaya ve uyanıklığını zevkle seyretmeye ikna etmek için yapabileceği en karmaşık şarkıyı söyler ve bunu etrafındaki bütün diğer kuşların şarkılarını kopya ederek yapar. Bu çok ikna edici bir taklittir. Bu taklide Gerçek guguk kuşları bile aldanır. En az 20 farklı türün çağrısını taklit edebilir.

Lir kuşu rakiplerinkin şarkılarını yenme çabası içerisinde ormanda duyduğu diğer sesleri de canlandırır. Deklanjör, motorlu bir kamera, araba alarmı, yakında çalışan ormancıların ve onların elektrikli testerelerinin sesi gibi...

LİR KUŞUNUN VİDEOSU






Kaynaklar;
http://forum.vatan.tc/lir-kusunun-cok-ilginc-taklit-yetenegi-t39493.0.html
http://tr.harunyahya.tv/videoDetail/Product/13651/LIR_KUSUNUN_HARIKULADE_TAKLIT_YETENEGI

Buzdan Neden Duman Çıkar

Dondurucudan çıkarılan büyük buz kalıplarından duman çıkıyormuş gibi görünür. Bu duman neden ve nasıl oluşur?

Dondurucudan çıkarılan buz kalıplarından dumanlar çıkar. Bu dumanlar herhangi bir gaz yüzünden oluşmazlar; sadece buzu çevreleyen serin havada yoğunlaşan su buharıdır.

Buzun etrafındaki hava aşırı soğuk hale geldiğinde, havanın içinde bulunan su buharının bir kısmı yoğunlaşarak minik su damlacıkları oluştururlar.

Yoğunlaşmış buhar hava akımı yüzünden hareket ettiğinde de sanki duman çıkıyormuş gibi görünür.

Kaynak:http://www.teknoportal.gen.tr/haber_detay.asp?haberID=1151

İlginç Kaza Fotoğrafları


İlginç Photoshop Hileleri

Duyu Organları Büyük Kedilere Nasıl Bir Üstünlük Sağlar?

Görme Duyusu: Kedilerin görme duyusu çok komplekstir. Bu sayede geceleri avlanırken avlarının yerini kolayca tespit edebilirler. Kedilerin gözlerinde az ışığa adapte olmak için retinanın arkasında tapetum lucidum adında özel bir tabaka bulunur. Bu özel hücre tabakası, göze gelen ışığı alıp büyüterek retinaya yansıtır. Aynı zamanda kornea ve merceğin kıvrımları, retinanın duyarlılığını artıracak şekilde daha keskindir.

Retina, rod ve kon adı verilen hücrelerden oluşur. Rodlar az ışığa, konlardan daha duyarlıdır. Kedilerde normalden fazla sayıda rod vardır. Kedilerin gözleri birbirine diğer türlere kıyasla daha yakındır bu da onların görme gücünü artırır.

İşitme Duyusu: Kediler 200 kHz ile 100 kHz değerleri arasındaki sesleri duyabilirler. Bu da onların çok küçük sesleri dahi duyabilmeleri anlamına gelir; örneğin bir farenin ayak seslerini. Hassas kulakları aynı zamanda sesin kaynağını da tam olarak tespit edebilmelerini sağlar.

Koklama Duyusu: Kediler ağızlarının hemen üzerinde vomeronasal organ adı verilen bir yapıyla havadaki kimyasalları belirlerler. Bunu flemen duruşu denilen yüz buruşturmaya benzer bir şekilde ağızlarını açarak yaparlar. Kediler, bu teknikle genelde kendi türlerinden olan başka bir kedinin kokusunu belirlerler.

Dünyanın En Büyük Balinası

Dünyanın En Büyük Köpeği

Dünyanın En Büyük Yengeci

Dünyanın En Büyük Geyiği

Karıncalar Asit Fabrikası Kurabilir Mi?

Hemen her yerde görmeye alışkın olduğumuz karıncaların vücutlarında birer kimya laboratuvarı olduğunu biliyor muydunuz? Karıncaların küçük bedenlerinde yaratılmış olan bu muazzam mekanizma, çok özel bir tasarım örneğidir. Karıncaların vücutlarında, formik asit (H2CO2) isimli kimyasal maddeyi üreten bezler vardır. Antibiyotik etkisine sahip bu maddeyi, karıncalar düzenli olarak vücutlarına sürerler.
Bu şekilde, hem yuvalarında hem de kendi üzerlerinde bakteri ve mantar oluşumunu engellemiş olurlar. Karıncaların vücutlarından salgılanan bu asitten haberdar olmaları ve bunu nasıl kullanacaklarını bilmeleri elbette ki hayranlık uyandıran bir yaratılış delilidir. Bunun gibi bir diğer hayranlık uyandıran delil ise, başka canlıların da karıncaların bu özelliğinin farkında olup, bundan yararlanmasıdır. Örneğin bazı kuş türleri karıncaların toplu halde bulundukları yerlere giderek, onların tüylerinin arasında dolaşmalarına izin verirler. Bunun sonucunda bütün vücudu formik aside bulanan kuş, üzerindeki tüm parazitlerden kurtulmuş olur. Bir karıncanın, mantara karşı formik asidin etkili olduğunu kendiliğinden bilmesi veya bu asidin formülünü bir şekilde öğrenmesi mümkün değildir. Normal şartlarda son derece tehlikeli bir kimyasal olan formik asitten hiçbir şekilde zarar görmemeyi başarması ise oldukça zordur. Dahası kuşların karıncalarda formik asit olduğunu ve bunu parazitlerinden kurtulmak için kullanabileceklerini bilmeleri imkansızdır. Böylesine etkili bir kimyasalın kendiliğinden ortaya çıkması mümkün değildir. Bu kimyasalın antiseptik özelliklerini gösterebilmesi, kendine has niteliklere tam olarak sahip olabilmesi için içerdiği tüm elementlerle birlikte özel olarak üretilmesi gereklidir. Bu ise, bir kimya laboratuvarının varlığını gerektirir.

Bunun yanı sıra, karıncanın bedeninde asit üretilirken, aynı zamanda bundan korunmasını sağlayacak özel bir mekanizmaya da ihtiyaç vardır. Bu mekanizma olmadan, karınca bu mucizevi işlemi ne kadar kusursuz yaparsa yapsın, ürettiği maddeden mutlaka zarar görecektir. Dolayısıyla karınca hem üretim hem de korunma mekanizmalarının ikisine de aynı anda sahip olmalıdır. Böyle bir sistemin evrimcilerin iddia ettiği gibi aşama aşama oluşma imkanı yoktur. Bu mucizevi varlıkları ve sahip oldukları kusursuz özellikleri yaratan, karınca yuvalarına giderek formik asitten faydalanmalarını kuşlara ilham eden de kuşkusuz ilim bakımından her şeyi kuşatan Allah'tır.

Not:Bu yazının aslı hayvanlaralemi.net adresinden alınmıştır...

Saatte 1000 km hız yapan bir jet ile neler yapılabilir?


Saatte 1000km hız yapan bir jet ile;

Ay'a 17 günde,
Venüs'e 4,5 yılda,
Mars'a 6 yıl 9 ayda,
Merkür'e 10 yılda,
Jüpiter'e 76 yılda,
Satürn'e 152 yılda,
Uranüs'e 425 yılda,
Neptün'e 675 yılda,
Plüton'a 700 yılda, ancak gidilebiliyor.

Oldukça ilginç değil mi? Aklında diğer gezegenlere neden astronot gitmiyor
diye bir soru varsa geçerli bir açıklama olabilir.

20 Dolardaki Sır

20 doları şekildeki gibi katlayın



sonra bir köşesini içeri doğru katlayın



sonra diğer köşeyi içeri katla ve gör pentagon yanıyor



şimdi şekildeki gibi katlayıp bakın ikiz kuleler alev alev





gördünüz mü ?...

Dünyanın Tek Ölümsüz Canlısı!


"Turritopsis nutricula' adı verilen ve çapı sadece 4-5 milimetre boyunda teknik olarak "hydrozoan" olarak adlandırılan bu canlı, ömrünün sonuna geldiğinde ya da yaşamını sürdürebilecek koşulları bulamadığında, denizanasına dönüşmeden önceki evreleri olan 'polyp'e geri dönüyor, bir süre sonra da tekrar denizanası oluyor.

Bilim adamları tropikal sularda yaşayan 'Turritopsis nutricula'nın okyanuslara, gemilerin limanlara girmeden önce attıkları safra sularıyla yayıldığını düşünüyor.

Uzmanlar 'Turritopsis nutricula'nın hücre yapısında görülen bu değişimi çözebilirse insanoğlu da ölümsüzlüğün kapısını aralayabilecek.

Yüzünü Sadece 50 Kişi Görebilmiş

Mısır’ın en ünlü firavunlarından Tutankamon’un mumyası, bulunuşundan 85 yıl sonra sergileniyor. En genç mumyanın yüzünü bugüne kadar sadece 50 kişi çıplak gözle görebilmişti.

Mısır’ın esrarengiz firavunu Tutankamon, gün yüzüne çıktı. Hakkında en az bilgi bulunan firavun olan Tutankamon’un mumyası, ölümünden 3 bin 300 yıl sonra ziyaretçilere açıldı. 9 yaşında tahta çıktığı ve 19 yaşında öldüğü tahmin edilen Tutankamon’un mumyası, lahitinden çıkarılarak nem ve ısı değişikliklerine karşı özel hazırlanan bir bölüme yerleştirildi.

Mumyayı görebilmek için binlerce turist Luksor’da Krallar Vadisi’ne akın etti. Ancak ziyaretçiler vücudu bir örtüyle kapatılan Tutankamon’un sadece yüzüyünü görebilecek.

Öte yandan Mısırlı arkeologlar ünlü firavunun mumyasının yerinden çıkarılmasının mumyaya zarar vereceğini iddia etti. Arkeolog Zahi Havas, Tutankamon’dan geriye kalanların ve diğer kutsal emanetlerin, kalabalık grupların mezara beraberlerinde getirdikleri sıcak ve nemden dolayı tehdit altında olduğunu belirtti.

Tutankamon’un mezarı, bundan 85 yıl önce İngiliz kaşif Howard Carter tarafından ortaya çıkarılmıştı. Krallar Vadisi’nde 3300 yıllık mezar odasından çıkarılan mumya 2005’te röntgen cihazıyla üç boyutlu olarak incelenmişti. 3 binden fazla yıl önce genç yaşta ölen Tutanhamun’un yüzü, mumyalama tekniği sayesinde aynen korunmuştu. Tutankamon’un yüzünü merak eden bilim adamları, dijital teknolojiyle firavunun yüz hatlarını belirlemişti. Firavunun öldürülmediği, muhtemelen uyluk kemiğindeki yaradan öldüğü açıklanmıştı. Mezarda bulunan eşsiz hazineler, Luksor’daki Krallar Vadisi’nin turistlerin uğrak yeri haline gelmesini sağlamıştı.

85 yıl önce İngiliz kaşif Howard Carter tarafından ortaya çıkarılan mumyanın üzerinde sayısız değerli mücevher de bulunmuştu.
Mumyanın en içteki tabutu som altından, diğer üst kat iki tabut altın işlemeli tahtadan yapılmış. Firavunun mumyasının başında, yüzünün altından yapılmış maskı, sargıların arasında ve üzerinde çok sayıda mücevher ve tılsım bulunuyor. Mezarın bulunmasından bu yana firavunun yüzünü yalnızca 50 kişinin, lahdini ise binlerce kişinin gördüğü tahmin ediliyor